Türkiye’nin en önemli sorunu olan enflasyon, üretim artışı yerine faiz ayarlarıyla düşürülmeye çalışıldığı için program başarısız oldu. Parasal sıkılaşma ile ekonomiyi soğutarak enflasyon düşürme hamlesi binlerce iflas, on binlerce konkordato ve yüz binlerce işsiz yarattı. Ancak enflasyon kamu tasarrufu olmaması nedeniyle düşürülemedi. Bu nedenle ekonomi artık yüksek faizle alınan borçla çevrilebilir hale geldi. Devletin kasası faiz için çalışmak zorunda. Hazine’nin açıkladığı yeni finansman programı, Türkiye’nin artık üretimle değil, borçla dönen bir ekonomiye sıkıştığını ortaya çıkardı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın son açıkladığı veriler gerçeği ortaya serdi. Hazine’nin finansman programına göre Ocak ayında 581,6 milyar liralık iç borç ödemesi yapılacak. Borcun 174,9 milyar lirası ana para, 406,7 milyar lirası faiz ödemesi olarak görünüyor. Faiz lobisine ödenecek rakam tutarın büyüklüğü açısından endişe verici.
14 VE 26 OCAK TARİHLERİ KRİTİK
Önceki yıllarda yapılan iç borçlanmaların Ocak 2026’da vatandaşın sırtına yüklediği rakam, hesaplamalara göre her 3 liranın 2 lirasının faize gideceğine işaret ediyor. Ocak ayı içinde dış borç ödemesi de 133,5 milyar lira. Bunun da 86,7 milyar lirası anapara, 46,8 milyar lirası faiz. Böylece yılın ilk ayında Hazine kasasından çıkacak toplam ödeme 715,1 milyar liraya ulaşıyor. Ayın ilk geri ödemesi 2 Ocak. Bu tarihte 487 milyon liralık iç borç ödenecek. 7 Ocak’ta kasadan 51 milyar 221 milyon lira çıkacak. Tarihler 14 Ocak’ı gösterdiğinde yapılacak ödeme tutarı 351 milyar 158 milyon liraya çıkacak. 21 Ocak’ta 38 milyar 594 milyon liralık iç borç ödeyecek olan Hazine, ayın son ödemesini ise 140 milyar 152 milyon lira ile 26 Ocak tarihinde yapacak. Söz konusu ihaleler için açılacak ilk ihaleler ise 5 Ocak tarihinde yapılacak. Hazine biri bono biri tahvil olmak üzere iki yeni borçlanmaya gidecek. 6 Ocak tarihinde biri doğrudan satış ve bir diğeri yeniden ihraç olmak üzere iki borçlanma daha yapılacak. 12 ve 13 Ocak tarihlerinde de ikisi ilk ihraç olmak üzere 4 yeni ihale var. Böylece toplam 8 iç borçlanma gerçekleştirilecek. İhalelerle, ödemenin 2,4 milyar lira fazlasına denk gelen 584 milyar liralık borçlanma öngörülüyor. Söz konusu iç borçlanmanın 504 milyar lirasının piyasadan, 25 milyar lirasının doğrudan satışlardan ve 55 milyar lirasının kamuya satışlardan oluşması bekleniyor.
YILIN TAMAMI VATANDAŞIN SIRTINDA
Programa göre, 2026’nın 12 ayında yaklaşık 3 trilyon 289,7 milyar lirası anapara ve 2 trilyon 700,3 milyar lirası faiz olmak üzere 5 trilyon 990 milyar lira tutarında borç servisi gerçekleştirilmesi, bunun 5 trilyon 42,2 milyar lirasının iç borç, 947,8 milyar lirasının dış borç servisi olarak yapılması planlanıyor. İç borç servisinin 4 trilyon 717,9 milyar liralık kısmının piyasaya yapılacak ödemelerden, 324,3 milyar liralık kısmının da kamu kurumlarına rekabetçi olmayan teklif yoluyla gerçekleştirilen satışların ödemelerinden oluşması oluşacağı öngörülüyor. Nakit bazlı faiz dışı denge, özelleştirme gelirleri, 2/B satış gelirleri, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ndan aktarılacak kaynaklar ile devirli ve garantili borç geri dönüşleri ve kasa/banka kullanımı sonucu elde edilecek borçlanma dışı kaynakların toplamının 40,4 milyar lira olması bekleniyor. Gelecek yıl uluslararası sermaye piyasalarından tahvil ve kira sertifikası ihraçları yoluyla 13 milyar dolar tutarı karşılığında finansman sağlanması da planlar arasında yer alıyor.
DÖVİZDE BASKI ARTAR, PARA GAYRİMENKULE GÖZ KIRPAR
Devlet kağıdı alanlara ödenecek tutarın yüksek olması Ocak ayında piyasaların da hareketli olacağı sinyalini veriyor. İç piyasaya yapılacak ödemeler öncesinde Hazine, faiz lobisine ödeyeceği parayı yeni ihalelerle tekrar sistemde tutmak isteyecek. Ancak bunun için alternatif yatırım araçlarında cazibenin verilecek faiz tutarından daha düşük olması gerekiyor. Aksi taktirde para daha yüksek getiri elde edileceği düşünülen farklı yatırımlara kayabilir. Bunun döviz cephesinde bir miktar hareketliliği artıracağı öngörülüyor. Uzmanlar, gayrimenkul yatırımlarının da faiz lobisinin ilgi odağında olacağını dile getiriyor. Altın fiyatlarının bir miktar aşağıya çekilmesi güvenli liman isteyenlerin gideceği bir başka alternatif olarak sıralanıyor. Bunların hiç birinin olmaması için ise paradan para kazananlara daha yüksek faiz seçeneği öne çıkıyor. Burada Hazine’nin nasıl yol alacağı önemli.
KARAR