Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yürütülen özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreci resmen sona erdi. Ancak süreç tamamlanmasına rağmen, söz konusu okullarda görev yapan çok sayıda öğretmen ve yöneticinin yeniden görevlendirilmediği dikkat çekiyor.
Tercihte bulundular, atamaları yapılmadı
Edinilen bilgilere göre, çok sayıda öğretmen ve yönetici bu kurumlara yeniden atanmak için tercihte bulundu. Ancak bu tercihlere rağmen, hiçbir başarısızlık, yetersizlik ya da disiplin cezası gerekçesi sunulmadan atamaları yapılmadı. Bu durum, eğitim camiasında "keyfi uygulama" olarak değerlendiriliyor.
Norm fazlası sayılıp resen atanacaklar mı?
Görev süreleri sona erdiği halde yeniden ataması yapılmayan öğretmen ve yöneticilerin, bulundukları kurumda “norm kadro fazlası” sayılarak resen başka okullara atanması bekleniyor. Ancak bu uygulama, yeni bir hak ihlaline daha neden olabilir.
Alan uzmanları, MEB'in bu konuda tercih ve başarı kriterlerini dikkate alması gerektiğini belirtiyor. Norm fazlası atamalarla ilgili olarak ilçe gruplarının oluşturulmasında objektif kriterlerin gözetilmediğine dair eleştiriler de Bakanlığın gündeminde yer alıyor.
Yeni bir dava dalgası gelebilir
Öğretmenlerin ve yöneticilerin tercih dışı atamalara maruz kalması halinde, bu sürecin binlerce dava ile karşılık bulabileceği öngörülüyor. Özellikle proje okullarında görev yapmış, görevini başarıyla sürdüren eğitimcilerin, takdir yetkisine dayalı keyfi uygulamalarla sistem dışına itilmesi ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir.
Çözüm önerisi: Tercih esaslı yerleştirme
Uzmanlar ve eğitim çevreleri, proje okullarından ayrılan öğretmen ve yöneticilerin atanacakları kurumların tercihlerine göre belirlenmesini öneriyor. Böylece hem eğitim kurumlarında süreklilik sağlanacak hem de öğretmenlerin motivasyonu korunmuş olacak.
Eğitim camiasının beklentisi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın takdir yetkisini somut kriterlere dayandırarak kullanması ve öğretmenleri mağdur etmeyecek adil bir atama süreci yürütmesidir.