Gazete Memur

Profesör ve doçent kadro atamalarında esneklik

Profesör veya doçent kadrolarına atamada esneklik sağlayan düzenlemeye ilişkin konuşan Eğitim-İş İzmir 4 No'lu Yükseköğretim Şube Başkanı Elbet Kale, "Rektör atama sistemindeki sorunlar çözülmeden yapıldığı için, akademik kaliteye katkı sağlamak yerine yeni dengesizlikler yaratma riski taşımaktadır" dedi.

Giriş:
Güncelleme:

Devlet üniversitelerinde profesör veya doçent kadrolarına atamada esneklik sağlayan düzenleme Resmi Gazete'de yayımlandı. Yükseköğretim Kurulu’nca (YÖK) yapılan yeni düzenlemeyle, devlet üniversitelerinde profesör veya doçent kadrolarına atamalarda "Öğretim elemanı asgari kadro sayısını aşan bütün atamalarda, asgari kadrolar da dahil olmak üzere kadroların en fazla 3/4'ü aynı ünvan için kullanılabilir" hükmü uygulanmayacak.

'ESNEKLİK VE ÇEŞİTLİLİK SAĞLAYABİLİR'

Eğitim-İş İzmir 4 No'lu Yükseköğretim Şube Başkanı Elbet Kale yapılan yeni düzenlemeyi Cumhuriyet'e değerlendirdi. Kararın olumlu ve olumsuz yanları olduğunu söyleyen Kale, olumlu yönlerini "Bu düzenleme üniversitelere kadro planlamasında daha fazla esneklik ve çeşitlilik kazandırabilir. Belirli unvanlarda daha fazla akademisyen atanabilmesi, üniversitelerin ihtiyaçlarına göre daha dinamik bir yapı kurmasına olanak tanıyabilir. Ayrıca, belirli uzmanlık alanlarında daha fazla profesör ve doçent istihdam edilmesi, akademik derinliği artırarak bilimsel üretkenliği destekleyebilir" sözleriyle açıkladı.

'EŞİTSİZLİKLERİ DERİNLEŞTİREBİLİR'

Kale, kararın olumsuz yönlerine ilişkin ise "Ancak bu düzenlemenin bazı riskleri de beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Kadro dağılımında dengesizlikler oluşması, bazı alanlarda aşırı yoğunlaşmalara neden olabilir. Bu durum, üniversiteler ve bölümler arası eşitsizlikleri derinleştirebilir. En önemlisi ise, atamalarda liyakat ve performans kriterlerinin göz ardı edilmesi durumunda, akademik kalite ciddi şekilde zarar görebilir. Bu nedenle, düzenlemenin etkileri büyük ölçüde uygulama sürecindeki şeffaflık, denetim ve liyakat esaslı yaklaşıma bağlı olacaktır" ifadelerini kullandı. Kale, “söz konusu düzenlemenin; akademik kaliteyi artırıp artırmayacağının, üniversitelerin bu değişikliği nasıl uygulayacağına ve akademik kadro planlamasında ne kadar dikkatli davranacaklarına bağlı olduğunu” belirtti.

'KATKI YERİNE DENGESİZLİK YARATABİLİR'

YÖK'ün yaptığı her yeni düzenlemenin mevcut sorunları çözmek yerine yeni sorunlara zemin hazırlamakta olduğunu ifade eden Kale, "Bu durumun temelinde, üniversitelerin yönetim yapısındaki demokratik eksiklikler yatmaktadır. Özellikle rektör atama süreci, akademik özerklik ve liyakat ilkeleriyle çelişmektedir. Bu sorunlar devam ederken, YÖK'ün yaptığı bu son değişiklik, rektör atama sistemindeki sorunlar çözülmeden yapıldığı için, akademik kaliteye katkı sağlamak yerine yeni dengesizlikler yaratma riski taşımaktadır" dedi.

'TEMEL SORUN SİYASİ ATAMA'

Üniversitelerde öncelikli sorunun rektör atamaları olduğuna vurgu yapan Kale, "Üniversitelerdeki en temel sorunlardan biri, rektörlerin seçimle değil, siyasi atamalarla belirlenmesidir. Bu durum, akademik özerkliği zayıflatmakta ve üniversiteleri bilimsel üretimden uzaklaştırmaktadır. Rektörlerin seçimle belirlenmesi, üniversitelerin kendi iç dinamikleriyle yönetilmesini sağlayacak ve liyakat esaslı bir yapı kurulmasına katkı sunacaktır. Yeni yasa düzenlemesi beklenmektedir" diye konuştu.

'DEMOKRATİK BİÇİMDE SEÇİLMELİ'

Kale son olarak şunları söyledi:

"Ataması bekleyen İzmir Demokrasi Üniversitesi rektörü hakkında birçok suç duyurusuna rağmen, görev süresi dolmuş olmasına karşın yargı süreci başlatılamamıştır. Bu durum, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Bu üniversitedeki hukuk tanımaz uygulamaları sonlandırmak adına bir an önce yeni bir rektör ataması yapılması ya da yeni yasanın demokratik bir biçimde yapılarak üniversite içinden veya dışından demokratik seçimlerle rektör seçilmelidir."

Taylan GÜLKANAT