Gazete Memur

Öğretmenleri kötü niyetli ve keyfi şikayetlere hukuk kalkanı geliyor

Kötü niyetli ve mesnetsiz şikâyetler uzun süredir kamu görevlilerinin, özellikle de öğretmenlerin en büyük sorunlarından biri hâline gelmiş durumda. CİMER, MEBİM, dilekçe ya da ihbar yoluyla yapılan başvuruların önemli bir bölümü, gerçek bir duruma değil; kişiyi yıpratmaya, baskı altına almaya ve itibarsızlaştırmaya yönelik iddialardan oluşuyor. Üstelik bu süreç yalnızca resmî kanallarla sınırlı kalmıyor, sosyal medya başta olmak üzere farklı mecralarda da aynı iddialar dolaşıma sokuluyor. “Çamur at, izi kalsın” anlayışıyla yapılan bu şikâyetler, eğitim çalışanlarını görevlerini yapamaz hâle getiriyor.

Giriş:
Güncelleme:

Öğretmenler ve okul yöneticileri, çoğu zaman gerçek dışı iddialar nedeniyle sürekli savunma vermek zorunda kalıyor. Bu durum, hem çalışanların moralini bozuyor hem de eğitim ortamının sağlıklı işlemesini engelliyor. Sürekli şikâyet edilen bir öğretmenin, öğrencilerine odaklanması giderek zorlaşıyor.

İLK ADIM MEB'TEN

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bu tabloya karşı ilk ciddi ve somut adımı attı. Bakanlık tarafından yayımlanan yazıda, eğitim çalışanlarını hedef alan asılsız ve kötü niyetli şikâyetlere karşı hukuki sürecin kararlılıkla işletileceği vurgulandı. Uydurma ve mağdur etmeye yönelik iddiaların, inceleme veya yargılama sonunda gerçek dışı olduğunun anlaşılması hâlinde, şikâyet sahipleri hakkında adli işlem başlatılacağı açıkça belirtildi.

HANGİ ŞİKAYETLER SUÇ SAYILACAK?

Bakanlığın açıklamasına göre, bir şikâyetin suç kapsamında değerlendirilmesi için belirli şartların oluşması gerekiyor. Eğer ihbar ya da dilekçe, kişiyi yıldırmak, cezalandırmak ya da itibarsızlaştırmak amacıyla yapılmışsa ve iddialar resmî süreçlerde doğrulanmazsa, bu durum kötü niyetli şikâyet olarak kabul edilecek.

SAVCILIK DEVREYE GİRECEK

Yapılan düzenlemeyle birlikte, asılsız şikâyetler karşısında savcılıkların harekete geçmesi için ayrıca bir başvuru yapılmasına gerek kalmayacak. Soruşturma veya yargılama sonunda iddiaların gerçek dışı olduğu anlaşılırsa, şikâyeti yapan kişiler doğrudan adli süreçle karşı karşıya kalacak.

TAZMİNAT AÇABİLECEKLER

Hakkında asılsız şikâyette bulunulan kamu görevlileri için bir başka önemli güvence de tazminat hakkı. Öğretmenler ve diğer eğitim çalışanları, kendilerini mağdur eden kişiler hakkında maddi ve manevi tazminat davası açabilecek. Böylece hem ceza hukuku hem de özel hukuk açısından koruma sağlanmış olacak. Bakanlık yazısında, sürecin uygulanmasına ilişkin valilere ve üst düzey yöneticilere de net bir çerçeve çizildi. Buna göre, kötü niyetli şikâyet tespit edildiğinde, illerde valiler, merkezde ise en üst amirler gerekli adli sürecin başlatılmasından sorumlu olacak.

AMAÇ ÖĞRETMENİ KORUMAK

Yetkililer, bu adımın gerçek şikâyetleri engellemek için değil, şikâyet mekanizmasının kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla atıldığını vurguluyor. Öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin itibarının korunmasının, eğitim hizmetinin kalitesi açısından hayati önemde olduğu belirtiliyor.

Ceyda KARAASLAN