Dünyanın en kapsamlı İngilizce yeterlilik araştırmalarından biri olan EF İngilizce Yeterlilik Endeksi’nin (EF EPI) 2025 sonuçları yayımlandı. Araştırmaya göre Türkiye, 488 puanla 123 ülke arasında 71’inci sırada yer alarak geçen yıla kıyasla altı basamak geriledi. Türkiye, Avrupa sıralamasında ise yine sondan ikinci oldu. Geçen yılki araştırmada Türkiye 497 puanla 116 ülke arasında 65’inci sırada bulunuyordu.
100’den fazla ülkede yabancı dil eğitimi sağlayan EF Education First tarafından hazırlanan endeks, bu yıl 2,2 milyon kişinin verilerine dayandı. Sonuçlar, 2020’den bu yana küresel İngilizce yeterliliğinde kayda değer bir ilerleme olmadığını, Türkiye’nin ise “düşük yeterlilik” kategorisindeki yerini koruduğunu ortaya koydu.
YAPAY ZEKÂ İLE KONUŞMA VE YAZMA DA ÖLÇÜLDÜ
Bu yıl ilk kez okuma ve dinleme becerilerinin yanı sıra konuşma ve yazma performansı da EF’in teknoloji şirketi Efekta Education Group tarafından geliştirilen yapay zekâ tabanlı sistemle değerlendirildi. Böylece İngilizce yeterliliğine dair daha kapsamlı bir analiz sunuldu.
Katılımcıların yüzde 54’ü kadınlardan, yüzde 46’sı erkeklerden oluşurken, ortalama yaş 26 olarak açıklandı. Katılım dağılımı ise yüzde 39 Asya, yüzde 31 Latin Amerika, yüzde 16 Avrupa ve yüzde 3 Orta Doğu şeklinde gerçekleşti.
ÜRETKEN İNGİLİZCEDE SINIRLI İLERLEME
Araştırma sonuçları, dünya genelinde okuma ve dinleme becerilerinin daha güçlü olduğunu; konuşma ve yazma becerilerini kapsayan “üretken İngilizce” alanında ise belirgin bir zayıflık bulunduğunu gösterdi. Bu kategoride yalnızca Kenya, Güney Afrika ve Zimbabve “yüksek yeterlilik” seviyesine ulaşabildi. Ülkelerin yaklaşık yüzde 80’inde en güçlü alan okuma olarak belirlendi.
HOLLANDA LİDERLİĞİNİ SÜRDÜRDÜ
Endeksin 2025 sonuçlarına göre Hollanda birinci sıradaki yerini korudu. Hırvatistan ve Avusturya sıralamada üst basamaklara yükselirken, Almanya Avrupa’daki en güçlü çıkışlardan birini yaparak dördüncü sıraya yerleşti. Ölçülen ülkelerin yarısından fazlasında konuşma, en zayıf İngilizce becerisi oldu.
Araştırma ayrıca pek çok ülkede 25 yaş altı yetişkinlerin, daha ileri yaştaki gruplara göre daha düşük skorlar aldığını gösterdi. Bölgesel değerlendirmede, Avrupa’da gelişimin yatay seyrettiği; Asya’da beceriler arasındaki farkın daraldığı; Latin Amerika’da yaş grupları arasında ciddi uçurumlar bulunduğu; Afrika’nın ise en dengeli tabloya sahip olduğu belirtildi. Cinsiyet farkının ise küresel ölçekte daralmaya devam ettiği, anlamlı fark görülen ülke sayısının 48’den 37’ye düştüğü kaydedildi.
TÜRKİYE’DE EN İYİ BÖLGE MARMARA, EN BAŞARILI ŞEHİR İZMİR
Türkiye’nin puanı bu yıl 488’e gerileyerek geçen yılki 497 seviyesinin altına indi. Böylelikle 2025 yılında 9 puan kaybetti. Ülke, Avrupa sıralamasında sondan ikinci sırada yer alırken, İngilizce yeterliliği genel olarak “düşük” seviyede sınıflandırıldı.
Bölgesel sonuçlarda Marmara Bölgesi en yüksek İngilizce yeterliliğine sahip bölge oldu. 515 puan alan İzmir, Türkiye’de şehirler arasında ilk sıraya yerleşti. Ankara ise başkentler sıralamasında 508 puanla Türkiye ortalamasının üzerinde yer aldı. Ülke genelinde en güçlü becerinin okuma, en zayıf becerinin ise konuşma olduğu belirlendi. Araştırma, özellikle 40 yaş üzeri yetişkinlerde konuşma ve yazma gibi üretken becerilerde belirgin bir düşüş bulunduğuna işaret etti.
Genç yetişkinlerde ise pandemi öncesine kıyasla hâlâ toparlanma görülmüyor.
YAPAY ZEKÂ ÇAĞINDA İNGİLİZCE EĞİTİMİ
Bu yılki araştırmada ayrıca, yapay zekânın İngilizce öğrenimi ve kullanımına etkisi geniş yer buldu. AI destekli konuşma tanıma teknolojileri, kişiselleştirilmiş öğrenme yolları ve sanal konuşma partnerlerinin, özellikle konuşma pratiği konusunda önemli bir boşluğu doldurmaya başladığı belirtildi. EF uzmanları, İngilizce yeterliliği ile yapay zekâ okuryazarlığının birleşiminin geleceğin iş dünyasında kritik bir avantaj oluşturacağını vurguladı.
EF: “İNGİLİZCE EĞİTİMİNDE SEFERBERLİK GEREKLİ”
EF Education First Türkiye Ülke Müdürü Özüm Sekmen, Türkiye’nin sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“2025 araştırması, dünyanın birçok bölgesinde İngilizce yeterliliğinin durağanlaştığını, bazı ülkelerde ise gerilediğini gösteriyor. Türkiye de bu eğilimin dışında değil. Küresel ekonomiye entegre olmanın, uluslararası iş birliğinde yer almanın hatta yapay zekâ çağında rekabet edebilmenin yolu güçlü İngilizce becerilerinden geçiyor. Genç nüfusumuz, artan dijitalleşme ve küresel etkileşim ortamı düşünüldüğünde, İngilizce eğitimine her düzeyde daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor. Eğitimde ortak bir vizyonla ilerlersek Türkiye’nin küresel arenada çok daha üst sıralarda yer alacağına inanıyoruz.''
KARAR