Gazete Memur

Ahmet ve Nezahat Keleşoğlu Vakfından burs için skandal şartlar

Muhafazakârlar üzerinde terör estiren 28 Şubat süreci sona erdi, ancak tortuları varlığını sürdürüyor.

Giriş:
Güncelleme:

Türkiye’nin en büyük ilaç dağıtım şirketi ‘Selçuk Ecza Deposu’nun kurduğu Ahmet ve Nezahat Keleşoğlu Vakfı’nın burs almaya hak kazanan öğrencilerden imzalamalarını istediği taahhütname, Türkiye’de bir dönem faşizm rüzgârları estiren 28 Şubat Bildirisi’ne benzetildi.

Sert tepkiler üzerine taahhütname metni apar topar vakfın internet sitesinden kaldırıldı. Ahmet ve Nezahat Keleşoğlu Vakfı, 2025 - 2026 eğitim öğretim döneminde ihtiyaç sahibi öğrencilere burs vermek için 15-30 Eylül arasında başvuru açtı.

Vakfın, burs başvurusu yapan öğrencilere gönderdiği taahhütnamede tepki çeken şartlar olduğu ortaya çıktı. Vakfın öğrencilerden burs alabilmeleri için ideolojik bağlılık içeren taahhütname imzalamalarını talep ettiği öğrenildi. Öğrencilere gönderilen taahhütnamede; gerek eğitim kurumunda gerekse dışında “irticai faaliyetlere sempatizan olarak dahi destek vermeyeceklerine” ve “laik olacaklarına” yönelik maddelerin yer aldığı görüldü.

Şartları kabul etmeyerek taahhütnameyi imzalamayan öğrencilere ise burs verilmeyeceği belirtildi. MGK’nın 28 Şubat’ta yayınladığı ve muhafazakâr/mütedeyyin kesimleri hedef alan bildirisi gibi dayatmalar içeren taahhütnamede şu ifadeler yer alıyor:

“Ahmet ve Nezahat Keleşoğlu Vakfından, vakfın burs verme yönetmeliğine uygun olarak aldığım/alacağım bursun iş bu taahhütnamede aşağıda belirtilen koşullarla bana verilmekte olduğunu kabul ederek; sitesi üzerinden doldurduğum burs başvuru formunda verdiğim tüm bilgilerin doğru olduğunu, yanıltıcı bilgi verdiğim anlaşıldığı takdirde, bursun kesilmesini ve verilen bursları faizi ile birlikte geri ödeyeceğimi;

Gerek öğrenim kurumunda ve gerekse öğrenim kurumu dışında herhangi bir şekilde irticai faaliyete sempatizan olarak dahi destek vermeyeceğimi, aşırı milliyetçi, aşırı dinci, aşırı sağ görüş, aşırı sol ve bölücü görüş ve gruplara ilgi duyup sempatizan olmayacağımı;

Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya bağlılık duyacağımı, Cumhuriyetin temel İlkelerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve demokratik yapısını her yerde savunacağımı ve bunları yıpratacak hiçbir faaliyet içinde olmayacağım gibi bu yöndeki görüşlere sempati duymayacağımı taahhüt ediyorum...”