Gazete Memur

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde de öğretmenler sorunlarla karşı karşıya.

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde de öğretmenler, eğitimde yaşanan sorunlarla karşı karşıya. MEB attığı her adımda mesleğin saygınlığına zarar vermeye devam ederken mülakat mağduru öğretmenler Bakanlık önünde “Adalet istiyoruz” dedi.

Giriş:
Güncelleme:

Bugün 5 Ekim Dünya öğretmenler günü… Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve ILO tarafından 1994 yılında Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilen gün, o tarihten bu yana her yıl 5 Ekim’de kutlanıyor.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan eğitimden şiddete, kariyer basamaklarından Milli Eğitim Akademisi’ne, ataması yapılmayan öğretmenlerden mülakat mağdurlarına dek eğitimciler bugünü birçok sorunla karşılıyor. Ülkede vakıf ve devlet olmak üzere toplamda 94 eğitim fakültesinden her yıl mezun olanlar ataması yapılmayan öğretmenler ordusuna dahil ediliyor.  Ancak eğitimciler ekonomik sorunlarla da karşı karşıya. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ortalamasına göre mesleğin en üst kıdemindeki bir öğretmen, mesleğe yeni başlayan bir öğretmene kıyasla kademelere göre yüzde 57-62 oranında daha yüksek maaş alıyor. Ancak Türkiye’de bu oran ortalama yüzde 29.

MESLEĞE DARBE KANUNU

Kendisine biat eden öğretmen yetiştirmekte kararlı olan bakanlık, iktidara yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir-Sen’in görüşünü alarak hazırladıklarını itiraf ettikleri Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile bir dizi “yenilik” yaptı. Bunların başında "öğretmenlerin seçilmeleri, yetiştirilmeleri, atanmaları, hakları, kariyer basamaklarında ilerlemeleri" ile Milli Eğitim Akademisi’nin kurulması, görevleri, teşkilat yapısı ve personeline ilişkin konular yer alıyor. Eğitimcilerin “başarılı olurlarsa” sözleşmeli öğretmen olarak atanacakları Akademi’nin, eğitim fakültelerinin bypass edeceğine yönelik tartışmalar sürerken ÖMK ile “uzman öğretmen, başöğretmen” ve “aday öğretmen” ayrışmasının da önü açıldı.

SÜRGÜN EDİLDİLER

Ancak sorunlar bunlarla da sınırlı değil. Proje okullara yapılan atamalarla yüzlerce öğretmen sürgün edildi. MEB’in 8 Nisan’da açıkladığı "2025 yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme" sonuçları sonrasında binlerce öğretmen kadro dışı bırakıldı. İktidarın 2014’te başlattığı proje okullara ilişkin yönetmelik değişikliğiyle atamalarda liyakat, sınav gibi kriterler artık aranmıyor. Bu okullara atanacak olan öğretmenler okul müdürlerinin kararlarıyla belirlenirken atamada son karar ise Bakanlık tarafından veriliyor. MEB’in onay verdiği öğretmenler ise proje okullara atanıyor.

‘ADALET İSTİYORUZ’

Ancak öğretmenlerin yaşadığı sorunlar bununla da sınırlı değil. Ülkede yaklaşık 100 bin öğretmen açığı bulunurken Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçen yıl 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması için yaptığı mülakatla sorunları çığ gibi büyüttü. Binlerce öğretmen, mülakat puanlamasının ardından kontenjan dışına itilerek mağdur edildi. Bakan Tekin ise mülakat mağduru öğretmenlere yönelik düşmanlığının dozunu artırmaktan hiç çekinmedi. Mülakatlarda hata olmadığını savunan Tekin, kendisiyle konuşmak isteyen ataması yapılmayan öğretmen Özkan Özdemir’e “Megolaman” dedi, ardındansa bu öğretmenler hakkında “Öğretmen olamadıkları için merdiven altında kurs açıyorlar” ifadelerini kullandı.

2024 yılından bu yana yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi için mücadele eden mülakat mağduru öğretmenler, dün yine MEB önünde bir araya geldi. Mülakat mağduru öğretmenler burada yaptıkları açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Sorunun köklü çözümü için mülakat sisteminin yapısal olarak yeniden düzenlenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Hukukun üstünlüğü ilkesi gereği, mahkeme kararlarına uyulması sağlanarak mağduriyetlerimiz giderilsin istiyoruz. Bizlere geçmişte sunmuş olduğunuz çözüm yollarını uygulayarak net çözüm istiyoruz.Bu ülkenin mülakatlarla, sahte diplomalarla kaybedecek bir saniye daha vakti yoktur. Mülakata hayır liyakata evet diyoruz. Adalet arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz."

SINIF SINIF ÖĞRETMENLİK

MEB eliyle eğitimciler ayrıştırılmaya devam ederken yaratılan öğretmenlik tanımları da şu şekilde:

• Ücretli öğretmenlik: Öğretmen açığı olması durumunda ders ücreti karşılığı sözleşme imzalanarak işe alınan eğitimciler ücretli öğretmen olarak tanımlanıyor. Sigortaları tam yatırılmayan ve asgari ücretin altında çalıştırılan öğretmenler, görev yaptıkları okullara kadrolu veya sözleşmeli öğretmen gelmesi durumunda işten çıkarılma tehdidi ile karşı karşıya. Bayramlarda ve yaz tatillerinde maaş almayan öğretmenlerin kadroya geçiş hakkı bulunmuyor.

• Sözleşmeli öğretmenlik: KPSS ve mülakat aşamasından geçen ve atandıkları bölgede en az 3 yıl boyunca sözleşmeli olarak çalışan eğitimciler sözleşmeli öğretmen olarak tanımlanıyor. Sözleşme süresi sonunda sözleşmelerinin yenilenmesi idarenin keyfiyetine bağlı.

• Özel sektör öğretmenliği: Taban maaş hakkı bulunmayan ve devlette çalışan kadrolu öğretmenlerden düşük maaş alan eğitimcilerin bir kısmının da yaz aylarında ne ücretleri ne de sigortaları yatırılıyor. Özel okullarda sözleşmeli olarak görev yapan öğretmenler, kamudaki meslektaşları ile aynı özlük haklara sahip değil.

• Kadrolu öğretmenlik: Kamu okullarında memur olarak görev yapan eğitimciler, kadrolu öğretmen olarak tanımlanıyor. Öğretmenlerin ataması, KPSS ve mülakatın ardından gerçekleştiriliyor. Ancak 2022’de Öğretmenlik Meslek Kanunu’na eklenen “öğretmenlikte kariyer basamakları” ile eğitimciler arasında hiyerarşi yaratıldı. Kıdemle değil sınavla “uzman” ve “başöğretmen” unvanı alan eğitimciler bununla birlikte özlük haklarında da ayrıştırıldı.

BİRGÜN